Mersin, Akdeniz Bölgesinin en büyük şehirlerindendir. Güney sahil şeridinde, mütevazı tatil yerlerinden biriymiş gibi görünen Mersin, aynı zamanda medeniyetlerin buluştuğu, çok sayıda tarihi ve kültürel varlığıyla da önemli bir merkezdir. Deniz, kum ve güneş gibi klasik tatil anlayışının yanı sıra tarihe tanıklık eden bu kentte bulunan antik kentlerin birçoğu hala sapasağlam ayakta durmakta.
Peki Mersin’de mutlaka görülmesi gereken yerler nerelerdir?
İşte Mersin’in tarihi ve turistik yerleri1- Ashâb-ı Kehf Yedi uyuyanlar mağarası
Mersin’in Tarsus ilçesinde Dedeler Köyünde yer almaktadır. Bölge Tarsus’a yaklaşık olarak 12 km uzaklıktadır. Eshabı Kehf mağarası, Hıristiyan ve Müslümanlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul edilir. Yedi uyuyanlar hikayesi 6 arkadaştan ve bir köpekten bahsetmektedir. Hikayede yer alan bireylerin isimleri, farklı anlatımlarda değişiklik gösterebilmektedir. Fakat bu isimlerden en çok bilindik olanları; Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpeklerinin adı ise Kıtmir diye geçmektedir.
2- Cennet ve cehennem obrukları Mersin’in en önemli yerleri arasında bulunan obruklar, Mersin Silifke Karayolu üzerinde Mersin’in Silifke ilçesine 21 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Narlıkuyu ilçesi yakınlarında bulunan Cennet ve Cehennem obrukları, bir yeraltı deresinin yolaçtığı kimyasal erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş büyük çukurlardır. Çukurlardan birisine cehennem çukuru denmesinin nedeni; tabanına ekipman yardımı olmadan inilememesi. Cennet çukurunun olduğu çöküntüye bu ismin verilme nedeni ise çöküntüde tarihi bir kilisenin yer alması.
3- Astım mağarası
Silifke’de Cennet-Cehennem Çukurları’nın 300 m güneybatısında bulunan Astım Mağarası, bölgenin coğrafi yapısını en iyi yansıtan yerlerden. İçine demir bir merdivenle inilen mağara, 200 m uzunluğundaki galerilerden oluşuyor. 3. jeolojik döneme ait izlerin gözlemlenebildiği mağaradaki havanın astım hastalarına iyi geldiği söyleniyor. Mağara çevresindeki ağaç ve çalılara dileklerini bağlayan ziyaretçiler nedeniyle bu mağaraya Dilek Mağarası da deniyor.
4- Adam Kayalar
5- Yumuktepe Höyüğü
Mersin‘de bulunan, geçmişi MÖ 7 binli yıllara uzanan Höyük, Anadolu’nun en eski yerleşim yerleri arasında yer alıyor. Mersin turizmi açısından çok önemli bir yeri olan Yumuktepe, günümüzden 9 bin yıl kadar önce Neolitik çiftçiler tarafından kurulmuş.
6- Tarsus şelalesi
Tarsus’un kuzeyinde Berdan Çayı üzerinde bulunan Tarsus Şelalesi, bölgede yaşayanların nefes aldığı yerlerden. Roma döneminde mezarlık olarak kullanıldığından, sular çekildiğinde tahrip olmuş mezar yapıları da görülebiliyor.
7- Tarsus Ulu Cami
579’da Ramazanoğlu beyi Piri Mehmet Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmış. Kentin en eski ve geçmişte merkezi olan bölgesinde bulunan cami, etrafındaki türbe ve imaret ile 1895’de eklenen saat kulesi ile büyük bir külliye görünümünü koruyor. Cami-i Kebir ya da Cami-i Nur diye adlandırılan caminin bitişiğindeki türbede Hz. Şit, Hz. Lokman Hekim ve Halife Me’mun’un mezar odaları bulunuyor.
8- Kanlıdivane
Erdemli ilçesinde bulunan Kanlıdivane, Mersin merkeze 50 km uzaklıkta. Olba Krallığı’nın sınırlarındaki dini bir merkez olduğu yönünde iddialar olsa da tarım kenti izleri de keşfedilmiş. MÖ 2 ile MS 7 yy’lar arasında kesintisiz yerleşimin olduğu kentte, en heyecan verici keşif zeytin işleme atölyelerinin bulunmasıyla yaşanmış. Antik liman ile bağlantısı nedeniyle önemli bir ticaret merkezi olduğu da bilinen Kanlıdivane Antik Kenti‘nde sur kalıntıları da görülebiliyor.
9- Kızkalesi
Erdemli Korikos sahil kalesinin 200 m. açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye Kız Kalesi deniliyor. Kızkalesi, Erdemli’ye 23, Mersin’e 60 km mesafededir. Kızkalesi’ndeki ören yerlerinde; kalelere, kiliselere, sarnıçlara, su kemerlerine, kaya mezarlarına, lahitlere, taş döşemeli yollara rastlanılmaktadır.
10-Aynalıgöl mağarası
Mersin, Aydıncık‘ta bulunan Aynalıgöl Mağarası, Türkiye’de son dönemde keşfedilen en önemli doğa harikalarından biridir. Mağara, Aydıncık’a 10 km mesafedeki Gemi Durağı yakınlarında bir çoban tarafından 1999’da tesadüfen bulunmuş. Gilindire Mağarasıolarak da bilinen bu yere demir merdivenle iniliyor. İçerisinde yarısı tatlı, yarısı tuzlu bir gölü de barındıran mağara, sarkıt ve dikitleriyle hayranlık uyandırıyor.
