Günümüzde Türk coğrafyasında özellikle Orta Asya’da atlar, eski dönemlerde olduğu gibi hala büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle Türkmenistan’da atın değeri herkes tarafından bilinmektedir. At sembolü, Türkmenistan devlet armasında da yer almaktadır. Türkmenistan’da her yıl nisan ayının son pazar günü “At Bayramı” adı altında özel bir kutlama düzenlenmektedir. Ayrıca, dünyanın en zarif at cinslerinden biri olan Ahal-Teke’nin vatanı da Türkmenistan olarak bilinmektedir.
Türkmenler, diğer birçok Türk topluluğundan farklı olarak at eti tüketmezler. Kaşgarlı Mahmut’un ünlü sözü “At Türk’ün kanadıdır” Türkmen topluluğunda “At adamın kanadıdır” şeklinde anlam bulmuş ve hala yaşatılmaktadır. Bu, Türkmen kültürünün atın önemine olan derin saygısını ve değerini yansıtan anlamlı bir ifadedir.

“ At beslemek han beslemek”
“ Erin kanadı attır”
“Yiğidin amacı, muradı attır”
“ At sahibini basmaz”
“ Atı olmayanın adı olmaz”
“ Baban varken şöhret kazan, atın varken yol kazan”
atasözleri ile Türkmenler atı, kültürün ve hayatın her alanına dahil etmişlerdir.
Burada Türkmen atı Ahal-Teke’nin, yani Türkmen atlarının tarihi hakkında kısaca bilgi vermekte fayda var. Türkmenistan civarında en az 5000 yıl önce Ahal-Teke atının evcilleştirilme süreci bilim adamları, tarihçiler tarafından incelenmiştir. Ahal-Teke cinsinin ortaya çıkmasında, Köpetdağ coğrafyası ve ikliminin rolü büyüktür.
Köpetdağ civarı yerli halkı güzel, zarif ve hızlı koşan bu atların özelliklerini daha da güzelleştirmek için at yetiştirmeyi bir sanat haline getirmişler. Bu atların tam olarak nerede ve ne zaman evcilleştirmeye başlandığı konusunda tartışmalar devam etmektedir. Garadepe’de atın ilk şeklinin bulunması burada evcilleştirilmeye başlandığının en bariz delilidir. Bununla birlikte Altındepe ve Ulugdepe yıkıntılarında M.Ö. 3000 yılına ait at şeklinde heykeller bulunmuştur. Aynı zamanda Marguş Medeniyeti yıkıntılarında da at heykelleri bulunmuştur.
2000 yılında Gonurdepe’de bulunan at iskelesi, yanında pirinçten yapılmış olan boynuzcuklar, atları oynatabilmek için yapılan saz aletleri, Ahal-Teke atlarının kellesi gibi heykelcikler bulunur ve bunlar arkeologlara göre M.Ö. 2000-3000 yıllarına ait olduğu söylenilir. Bu ise o dönemden beri seçkin Ahal-Teke atlarının yetiştirilmeye başladığını gösterir.
