Dünyanın en eski şehirlerinden biridir Semerkant. İsmi Farsça asmara “taş”, “kaya” kelimesi ile Soğdça kand “şehir”, “kale” kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. İpek yolu kavşağında kurulmuş ve gezginlerin uğrak noktası olmuştur.
Semerkant, Cengiz Han, Timur, Büyük İskender gibi komutanların idaresine girmiştir.
Günümüzde Özbekistan sınırları içinde yer alan şehirde, Çin’den sonra ilk kağıt değirmeninin yapıldığı söylenmektedir. Ticaret ve kültür merkezi olan şehrin 14. ve 15. yüzyıllar altın çağı olarak kabul edilir. Semerkant yazar ve şairlerin eserlerine de aksetmiştir. Amin Maalouf’un “Semerkant” adlı eseri ve Edgar
Allan Poe’nun söylediği; “… Ve şimdi bakışlarını Semerkant üzerinde gezdir! O yeryüzünün kraliçesi değil mi? Tüm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu?” sözü örnek verilebilir.
Registan Meydanı, kültür ve tarihi yapısıyla dikkat çeken şehrin kalbidir. Uluğ Bey Medresesi Sher-Dor (Ser-dar) Medresesi, Tilya-Kari Medresesi, Uluğ Bey Rasathanesi, Semerkant Afrasiyab müzesi, Timur’un Gur Emîr türbesi, Shakh-i Zinda (Şah-ı Zinda) türbesi, Bibi Hanım Camii, Hazreti Hızır Camii, Davud Peygamber türbesi, Zümrüt Hoca Camii, Bibi Hanım türbesi, Kok Camii, Chorsu (Çarsu) antik ticaret merkezi, Abu Mansur Matridiy (Ebu Mansur el-Matüridî) türbesi, Rukhobod türbesi, Aksaray türbesi, Nisbatdor Hoca Cami, Abdu Darun Hoca türbesi, Ishrat-Khana (Ishrathona – İşrethane), Namazgâh Cami, Kok Saray kalıntıları şehrin önemli mimari yapılarıdır. UNESCO tarafından Dünya Miras Alanları Listesi’ne eklenen Semerkant siz ziyaretçilerini bekliyor.